İşsizlik Psikolojisi

Çarşamba, 27 Aralık 2006 tarihinde oluşturuldu

Bu süreçten geçen herkes farklı kılıklara girmiş olsa da aynı şeyleri yaşıyor:

•sizi motive edecek çok az şey vardır, zamanınız günün bitmesini beklemekle geçer.

•çok garip bir psikolojidir; insani hedefinden ayirir. issiz kalinan sure uzadikca, is arama edimi ve is bulma istegi de azalir

•insana "işe yaramama" duygusu aşılayan psikoloji. hele ki kişi üniversite mezunu ise psikolojinin yaratacağı sorunlar artış gösterir. okumakla geçirilmiş yıllara ve alınan diplomaya acıma duygusu besleyen kişinin bu duyguları zamanla nefrete dönüşür. nefretin sınırları zaman ilerledikçe aynı kalmaz; kendisine işi, çalışmayı, para kazandırmayı ... hatırlatan her şey nefret edilecek bir öğe gibi gelir. birlikte mezun olunan arkadaşlarının veya tanıdıkların yaşıt çocuklarının bir şekilde çalışmaya başladığını duyması ile kişi daha farklı duygulara kapılır. aile bireylerinin işsizlikle ilgili imalarıyla kendini bir fazlalık veya asalak gibi hissetmeye başlar. işsizlik süreci ne kadar uzun olursa kişinin psikolojisi de o kadar bozulur. başvurulan ve ret cevabı alınan her iş psikolojiyi alt üst eden yapı taşlarıdır.

•kendi isteğinizle bir dönem işsiz kalmayı seçmişseniz keyifli bir süreç olarak başlar, sonra zorunlu işsizlikle yollar kesişir ve aynı sorunları yaşamaya başlarsınız. iş görüşmelerine giderken her seferinde başka taktikler geliştirir ama hiçbirinden olumlu sonuç alamazsınız. kimisinde az para istemeyi düşünürsünüz ki işi kaçırmayasınız, kimisinde çok para istemelisinizdir ki sizi hafife almasınlar, kimisinde çok neşeli ve canlı görünürsünüz, kimisinde de cool takılıp kendinizi ağırdan satmak istersiniz. olduğunuz gibi davransanız sonuç olumsuzdur, olduğunuzdan farklı görünseniz sonuç yine olumsuzdur. bazen kapasitenizin altında çalışmaya razı olabileceğiniz işler çıkar karşınıza, yine olmaz yine olmaz; kendinizi değersiz hissetmenize yol açar bu psikoloji. özellikle çok iyi bilirsiniz ki siz çok değerlisinizdir ama nedense başkaları bunun farkında değildir. hele ki işveren tarafında bulunan insanlar o kalede kendilerine sağlam cepheler kurmayı başardıkları için sizi öteki olarak görmede çok başarılıdırlar. bir sürü yere başvurursunuz, ses çıkmaz, ses çıkar gerisi gelmez, gerisi gelir sonuca varmaz, sonuca varır: hüsran, yine hüsran. bu böyle gider...

•artık ne iş olsa yapacak hale gelir, abuk sabuk işlere de başvurursunuz, sizi görüşmeye çağıran salak karşınızda kariyer planı diye birşeyden bahsederek ahkam keser.

•erken kalkma derdi olmadığı için paso uykulu ve rüyalı dönemlerin olduğu psikolojik süreçtir. uyudukça uyur. hep uyumak ister. ta ki sırtı yatmaktan ağrıyana dek.

•ne iş yapıyorsun sorusuna "ev herifiyim" şeklinde cevap verdiren psikolojidir.

•depresyonun allahı...

•ağır tahrip bırakır. işe girdikten aylar sonra bile patronun sizi tek lafla işten çıkarttığını rüyanızda görürsünüz mesela.

•kıscası bilincin içine altına üstüne her yerine sıçar.

•gazeteci halit çapın'ın kronik işsizlik günlerini anlatırken"işsiz adamın tırnakları çabuk uzar." şeklinde özetlediği psikoloji.

•konjonktur-şans-yetersizlik ucgeni arasinda neden arayan psikoloji.
konjonkture yaklaştikca hafifler, şansa yaklaştikca agirlaşir, yetersizlige yaklaştikca bitirir.

•cogu yazaman ise yaramazlık psikolojisiyle örtüşen ruh halidir. kısa zamanlı olursa insanın daha saglam bir baslangıc yapmasına olanak saglayabilir, ancak uzun süreli bir durumsa majör depresyona yol açabilir.

•insanın kendisinden iğrendiği çevresindeki çoğu insandan nefret ettiği ruh hali. özgüveni alıp götürür. daha önceleri başardığı herşeye yabancılaştırır kişiyi.

•her karşılaştığınızda "hala mı bulamadın? canım yaa, bu zamanda iş bulmak çok zor" diyen ve aklı sıra sizi anladığını sanan teyzeleri,amcaları ve hatta yaşıtınız insanları boğasınız gelir.
 

 kaynak: ek$isozluk

  •  
Gösterim: 6485