2015in İlk İzni
Rutine binen iş hayatında insanlar sadece tatil ve bazen hafta sonları farklı şeyler yaşıyabiliyorlar.Benim de hafta sonları genelde rutine bindiği için sadece tatillerde anlatmaya konu olabilecek anlar yaşayabiliyorum. Yaz tatilinden bu yana hiç izne ayrılmadığım gibi, hiç 3-4 günlük resmi tatil de denk gelmemişti. Ve en önemlisi istanbulla arayı epey açmıştık bu sefer. İçeride de epey izin birikince 1 haftalık izinde hem Ankara hem İstanbul yapalım dedik. 3 ay önce yaptığımı plan benim için aksaklıkla başladı. İzin tarihine toplantı denk gelince 1 günümü toplantıya ayırmak zorunda kaldım. Önce istanbula günübirlik gittim ve aynı gün akşam ankaraya geçerek tatile başladım...
Ankara için pek fazla birşey yazmayacağım. Uzun zamandır gitmiyordum. Fakat hayalimdeki, bıraktığım, yaşadığım Ankara resmen yok olmuştu. Kızılay'ın Sakarya'nın hayranıydım, çok anım vardı, çok severdim. Fakat gittiğim zaman eskisinden eser kalmadığını gördüm, şok oldum. Yıllarca faaliyet gösteren kafe, bar, pastanelerin hepsi kapanmış saçma sapan kahveciler açılmış. Ortamı çok değişmiş... Ankara'nın memur-öğrencileri yerine ne olduğu belli olmayan bir ortam türemiş. Kısa süre turlamama rağmen 2-3 tane kavgaya şahit oldum gündüz vakti. Akşamını düşünemiyorum bile... herhalde şimdi olsa dışarı çıkmaya çekinirdim. Bahçelinin hareketliliği gitmiş. tek iyi olan muhit Tunalı tarafları. oralar biraz daha hareketlenmiş güzelleşmiş. Değişmeyen tek adres Atatürk Orman Çiftliği kokoreççileri... Aile ve uzun süredir görüşemediğimiz arkadaş ziyaretlerini tamamlayarak asıl tatil için yola çıktık...
İstanbul sabah erken saatte vardık. İstanbula çok kez gidip gelmişliğimiz olduğuiçin gezilebilecekher yeri gezmiştik diyebilirim. Bu gezimizde daha önce gidemediğimiz tek yer nişantaşıydı. Orayı da gezip gördüğümüz yerlere eklemiş olduk. Uz
un zamandır planını yaptığımız yerleri planlı programlı birşekilde gezerken; akşamları da uzun süredir görüşemediğimiz eskimeyen dostlarımızla görüştük...
Bu gezimizde Trafi uygulaması bize çok yardımcı oldu. Toplu taşıma ile en hızlı nasıl seyahat edeceğimiz konusunda çok güzel yönlendirmeler yaptı. Kafamızda 2 saat olarak planladığımız rotaları bile 25 dk'ya düşürdü. Mutlaka kullanın. Büyükşehirlerimizin çoğunluğu için aktif bir uygulama.
Bu aralar gidilen mekanlar hakkında yorum yapmak çok popüler ben de ayak uydurayım... :)
Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi: Burası da eski atmosferini kaybetmiş maalesef. Meydan saçma sapan bir koca beton yığını... İstiklal caddesi eski atmosferini kaybetmiş, eskisi kadar güven vermiyor. Öğrencilerin kattığı o güzel havanın olmadığı gibi önceleri her kesimden insanın geldiği bir yer iken, şimdi istiklal'in eski müdavimlerinden kimse uğramıyor. Arkadaşlarım bile uğramaz olmuş. En az bozulan yer Asmalı Mescit ki o bile değişmiş.
Tarihi Sarıyer Börekçisi: Vakit çok, gezmeye gitmişiz tabi ki böreği yerinde yiyeceğiz. Üşenmedik gittik ve dönüşte km lerce yürüdük.
Mandabatmaz: İstiklal'in ara sokaklarında çay ocağı gibi bir yer. En ler arasındaymış. Tamam kahvesi güzel ama 2.kez gider misin diye sorsalar aklıma bile gelmez.:)
Backhaus: Nişantaşında. Biraz lüks normal olarak. Fiyatlar ortalamanın üstünde lezzette fark yok ve alkol olmaması kocaman bir eksi almasına sebep oldu.
Geç kaldığımız için nişantaşı'nın istediğimiz mekanlarını tadamadık fakat hepsi bir birinden güzel duruyordu.
Trafi uygulaması sayesinde çok pratik bir şekilde Bebek'ten Kanlıca'ya gittik. Hava da güzel olunca çok güzel gezdik. Kanlıca güzel görünmesi gereken bir yer. Fakat kuzguncuk da birşey bulamadık. Hele dönüşte Üsküdara uğradık. İkinci bir Eminönü olmuş sanki.
İspanya'da paella'ya doyamamıştık. Vedat Milor'un tavsiyesi üzerine Şişhane'de Que Tal Tapas bar'a gidelim dedik. Sungrae güzeldi, paella hem küçük geldi hem malzemesi az. Fiyatlar da çok pahalı olunca memnun ayrılmadık.
Akşam tesadüfen Uğur bizi kireçburnuna Paella yemeye, Paella Balık restorana götürdü. Paella ve Levrek marin oldukça başarılıydı.
Önceki dönemlerde gitmediğimiz Emirgan Korusuna gittik. Tam mevsiminde gittiğimiz için yani açan rengarenk lalerin arasına düştük... Yine yürüyerek sahilden devam ettik..
Başka bir hayal kırıklığını Zorludaki Jamieste yaşadık. Aşırı pahalı ve doyurucu değil. Menü zengin değil. 2 yıldır sürekli programlarını izlediğim adamın mekanı bende şok etkisi yarattı bence. Eatly filan çok daha başarılı.
Rumelide öyle pahalı yerlerde sıra bekleyim fazla ücrete kahvaltı etmek yerine Kale Cafe'de gayet uygun fiyata lezzetli ve güzel bir hizmet alabilirsiniz...
Midpoint'te İtalyan suflesi halen aynı lezzette. Bir de İstiklal midpoint'in güzel manzarası eşliğinde saatlerce oturulabilir.
Son gecemizde Asmalı Mescit'e uğrayalım dedik. Dediğim gibi oraların da atmosferi bozulmuş fakat nevizade veya istiklal kadar değil. KafePi en iyilerinden biriydi diyebilirim.
4 günü İstanbul olmak üzere 1 haftalık tatilimiz hızlıca geçti bitti. İstanbul'u halen çok seviyoruz... Yıl bitmeden tekrar gitmek şart...
Gösterim: 2120