Düzene Karşı...
Nihayet bugün birşeylere karamalamak için fırsat buldum. Son 3 hafta çok fazla yoğun geçti ve yoğun geçmeye devam edecek. Yönetmenimizi uğurladık. Geç olmasına rağmen (10 yıl kadar) idealleri için herşeyi göze alarak bankacılığı bıraktı. Gidişine çok üzüldük. öyle biriyle çalışmak kimseye nasip olmaz, olsa bile bir kere denk gelir. Onun gidişi çok şey değiştirdi iş hayatında...
Yönetmenin gidişiyle çok şey değişti... Sadece üstünüz gitmedi bize yol gösteren iş ortamının o stresli halinin stresini alıp daha az sıkılarak çalışmamızı sağlan kişi gitti. ış yükümüz arttı. Zaten normal kadromuza göre daha az kişi çalışıyorduk. şimdi 1 kişi daha eksilince 1 aydır ara verdiğimiz akşam ve haftasonu mesailerine tekrar başladık maalesef. Bakalım bu kadar kasmanın, bu kadar emek harcamanın bir karşılığı olacak mı sorusunu herkes kendi kendine sorarken ardı ardına gelen iki şok haber herkesin şevkini kırdı, herkes dışarı vuramadığı sözcükleri içine attı. Ve konu şimdilik havale edildi. Bakalım daha neleri göreceğiz... Cuma akşamı klasik olarak şarap gecelerindendi benim için ve o zaman da dediğim gibi "düzene karşı kadeh kaldırıyorum"
Saklanan ve hükümetin gizlemiş halkın kabul etmediği kriz yavaş yavaş belli etmeden kanımızı işliyor. Her gün bir firmanın borçlarını ödemeyemediği haberi alıyor. Hergün gecikmedeki krediler artarken yeniden yapılandırma talepleri artmakta. Bütün bunlar yaşanırken insan kendi kendine soruyor "neden teker teker gümlüyorlar" Cevabı çok açık. Geçen sene şimdi gibi. Daha doğrusu 2006 sonundan 2008 son çeyreğine kadar. Bankalar müşteri avındaydı her müşteriye her banka coşku verdi coşkuyla birlikte kredi. Ben 10 veriyorsan diğer daha ucuza 5 geldi. Krediyle işlerini döndermeye başladılar. Oradan oraya. Kimse kendi özkaynağını güçlendirmedi. Her firma borçlandıkça borçlandı. Borç ile iş hacmi artan firmalar daha da bir havalı kaprisli olmaya başladılar, bizler de daha da bir el üstünde tutmaya başladık. Borçlar çığ gibi büyüdükçe büyüdü. Ta ki bankanın biri kredileri kesti diğeri de geri çağırıncaya dek. Kredileri dönderemeyenler yavaş yavaş
agresifleşti ve acı son... Banka kredisini kendi öz sermayesi gibi kullanılmasına farkında olmadan özel bankalar sebep oldu gibi...
Bu aralar halen kış modundayım. Dışarı çıkmıyorum. Hep evdeyim. Cuma cumartesi akşamlar bilgisayar başında müzik eşliğinden şarap içip gecenin ilerleyen saatlerinde arkadaşlarla muhabbet etmek dışarı çıkmaya göre çok fazla zevk veriyor.
Yarın yeni bir hafta daha başlıyor. Bakalım bu hafta neler göreceğiz??
Bu ara yazılara çok ara verdim. En yakın fırsatta az da olsa geçmişe gidelim... :)
Gösterim: 1706